• ISSN: 1308-9412 * e-ISSN: 2757-7120
  • 0(256) 214 48 21

Sayı 34

Sayı 34

  • Yayın Dönemi: 2025 - Bahar-Yaz
  • Cilt: 17

Makaleler

  Muharrem CAN

 

Türkiye’de Planlı Kalkınma Tartışmaları ve İlgili Dönemde Uygulanan Dış Ticaret Politikaları

Öz

Cumhuriyetin ilk yıllarında Türkiye’nindış ticaret açığı vardı. 1929 dünya ekonomik krizi ekonomiyi olumsuz yöndeetkilemiş ve dış ticaret önemli ölçüde daralmıştır. 1933-1038 yılları arasındauygulanan 1. Beş Yıllık Sanayi Planı ile planlı bir sanayilşeme politikasıizlenmiş aynı zamanda bu dönemde dış ticaret açığı da fazlaya dönmüştür.Türkiye 1946 yılından itibaren daha liberal bir dış ticaret politikasıizlemiştir. 1950 yılında iktidara gelen Demokrat Partinin ilk yıllarında bupolitika devam ettirilmiş, ancak daha sonra korumacı bir politikabenimsenmiştir. 1963-1980 yılları arasında uygulanan planlı kalkınma dönemindeuygulanan dış ticaret politikasının bir gereği olarak sanayi korunmu ve çeşitliteşviklerle de desteklenmiştir. 1970 yılına kadar dengeli bir dış ticaretgörünümü vardı. Ancak petrol krizleri, ambargo ve TL'nin aşırı değerlenmesi dış ticareti olumsuz yöndeetkilemiştir. 24 Ocak 1980 kararı ile Türkiye ihracata dayalı sanayileşmepolitikasını benimsemiş ve planlı kalkınma dönemi sona ermiştir. In the study,a literature review and data analysis method were used.

Çalışmada literatür taraması ve1963-1980 dönem aralığına ilişkin data analizi metodu kullanılmıştır. Budönemde Türkiye’nin önemli bir sanayileşme hamlesi yapmış olduğu ve sanayiürünleri ihracatını önemli ölçüde artırmış olduğu belirlenmiştir. Ancak ithalikameci politika uygulamalarında belirli bir aşamadan sonra diğer bazıülkelerde olduğu gibi üretime yönelik ithalata bağımlılık arttığı görülmüştür.Ortaya çıkan dış ticaret açığı yüksek işçi dövizleri ve dövize çevrilebilirmevduat uygulamalarıyla kapatılamamış olması 1970’li yıllardaki ekonomik krizin önemli nedenlerinden birisi olduğusonucuna varılmıştır.


  01 - 14

  Anahtar kelimeler: İthal ikameci sanayileşme, işçi dövizleri, planlı kalkınma, dövize çevrilebilir mevduat, dış ticaret.

 

  İndir

  Nihan SONGÖR SAYILIR

 

Dijital Ortamda Müzik Paylaşımı ve Telif Hakkı İhlalleri: Hukuki ve Teknik Bir Değerlendirme

Öz

Dijital teknolojilerin ve internetinhızla yayılması, fikri mülkiyet haklarının korunması konusunda yenitartışmaları beraberinde getirmiştir. Özellikle müzik eserlerinin çevrimiçipaylaşımı, telif hakkı ihlalleri açısından büyük bir sorun teşkil etmektedir.Bu makale, fikri hakların genel çerçevesini çizerek, internet ortamında esersahiplerinin karşılaştığı ihlalleri ve mevcut hukuki düzenlemeleri elealmaktadır.

Makale kapsamında, internet ortamındamüzik paylaşımı ve MP3 değişim programları gibi uygulamaların fikri haklaraetkileri değerlendirilmiş; bu konuda alınabilecek hukuki ve teknik önlemlerincelenmiştir. Özellikle Türk hukuku çerçevesinde, eser sahiplerinin hakları,internet servis sağlayıcılarının sorumlulukları ve ihlallere karşı alınabilecekçözüm önerileri detaylandırılmıştır.

İnternet üzerinden gerçekleştirilenfikri hak ihlallerinin önlenmesi için yalnızca hukuki düzenlemelerin yeterliolmadığı, teknik önlemlerin de devreye sokulması gerektiği vurgulanmaktadır.Dijital Hak Yönetimi, kopyalanamayan CD’ler ve filtreleme sistemleri gibiteknik çözümlerle eser sahiplerinin haklarının daha etkin korunabileceğibelirtilmektedir.

Sonuç olarak, dijital dünyada fikrihakların korunması için hukuki, teknik ve etik temelli önlemlerin bir aradauygulanması gerektiği, ayrıca küresel iş birliklerinin geliştirilerek internetüzerinden yapılan ihlallerin sınır ötesi boyutlarının da dikkate alınmasıgerektiği vurgulanmaktadır.


  15 - 26

  Anahtar kelimeler: Fikri Mülkiyet Hakları, Telif Hakkı ihlalleri, İnternet Hukuku, müzik paylaşımı, Dijital Hak yönetimi

 

  İndir

  Abdullah Engin KOŞAR,İlke CİRİTCİ

 

Yerel Kırsal Kalkınmaya Katkı Sağlaması Açısından Endüstriyel Mirasın Araç Olarak Kullanılması

Öz

Endüstriyel miras, sanayi devrimindengünümüze kadar korunabilen ve toplumsal gelişimde önemli rol oynayan üretimyapıları, demiryolları, madenler ve köprüler gibi çeşitli öğeleri kapsar. Buyapıların korunması, sadece fiziksel varlıklarının sürdürülmesini değil, aynızamanda bir toplumun kültürel hafızasını ve geçmişle olan bağlarını geleceğetaşımasını sağlamaktadır. Kırsal bölgelerdeki bu tür yapılar, doğrustratejilerle değerlendirildiğinde yerel kalkınmaya katkı sağlayan önemli birkaynak haline gelebilir. Çalışmanın odak noktası, kırsal alanlardakiendüstriyel binaların korunarak tekrar kullanıma kazandırılmasının, ekonomikiyileşmeye ve toplumsal faydalara desteğinin önemini vurgulamaktır. Endüstriyelmiras, kırsal kalkınmanın en önemli unsurları arasında yer alan ekonomikçeşitlilik, altyapının güçlendirilmesi, sosyal hizmetlerin iyileştirilmesi veçevresel sürdürülebilirlik gibi unsurların her birine katkıda bulunabileceknitelikte bir araçtır. Terk edilmiş endüstriyel alanların yeniden işlevlendirilmesiyle,bu alanlar yeniden değerlenip turistler için bir çekim noktası olabilir,istihdam olanakları yaratılabilir ve yerel ekonomiye doğrudan katkısunulabilir. Aynı zamanda yerin hafızasında ve yerel kodlarında yer alan yapıgrubunun yeniden kullanılıyor olması o yerde yaşayan yerel halkın bir sonrakinesle anılarını aktarmada ve bu anlamda hafızayı güçlü tutmada büyük katkısağlar. Yerel halkın yapı grubuyla ve alanla doğrudan kurmuş olduğu bu bağ,halkın o yere aidiyetini güçlendirir ve bölgeyle etkileşiminin artmasına daolanak tanır. Çalışmada, endüstriyel mirasın koruma süreçleri incelenmektepaydaşların sürece katkıları ele alınmaktadır. Başarılı koruma stratejileri, bumirasın gelecek nesillere aktarılmasını ve kırsal bölgelerde sürdürülebilir birkalkınmanın sağlanmasını mümkün kılar. Çalışmada literatür taraması veniteliksel gözlem ile veri toplanmıştır. Toplanan veriler neticesindeendüstriyel miras projelerinin geliştirilmesi için öneriler sunulmasıamaçlanmıştır. Bu tür projelerin kırsal alanlarda kültürel, ekonomik ve sosyalaçıdan yaratabileceği dönüşümler konularına dikkat çekmek, farkındalıkoluşturmak amaçlanmıştır.


  27 - 37

  Anahtar kelimeler: Endüstri Mirası, Mimarlık ve Sürdürülebilirlik, Kırsal kalkınma.

 

  İndir

  Erhan KORKMAZ

 

Tıbbın Dönüşümünde Etiğin Yeri: Veganlık, Sağlık Uygulamaları ve Yeni Paradigmalar

Öz

Bumakale, veganlığın modern tıp ve geleneksel şifa yöntemleri ile ilişkisini,etik ve sağlık boyutları çerçevesinde incelemektedir. Araştırmada, nitel biryöntem benimseyerek 15 vegan katılımcıyla yarı yapılandırılmış mülakatlargerçekleştirilmiş ve tematik analiz yoluyla bulgular değerlendirilmiştir.Bulgular, veganlığın salt bir beslenme biçimi olmadığını, hayvan hakları, çevreduyarlılığı ve etik kaygıları içeren bütüncül bir yaşam tarzı olarakbenimsendiğini göstermektedir. Katılımcıların büyük çoğunluğu, hayvandeneylerine ve hayvansal içerikli modern tıp uygulamalarını etik açıdan sorunlubulmakla birlikte, hayatî durumlarda bu uygulamalara başvurmak zorundakalmaktan rahatsızlık duymaktadır. Geleneksel şifa yöntemleri de hayvansalkaynakları içerebildiği için veganlar için benzer ikilemler yaratmaktadır. Öteyandan, tamamen bitkisel reçetelerin varlığı, vegan bireylerde alternatif şifayöntemlerine yönelik bir ilgi doğurabilmektedir. Çalışma, iyi planlanmışbitkisel diyetlerin sağlık açısından yeterli olabileceğini vurgulamakta vedoktor-hasta etkileşiminde veganlık konusundaki bilgi eksikliğinin aşılmasıgerektiğine işaret etmektedir. Sonuçlar, veganlığın etik ve sağlık boyutunubütüncül olarak ele almanın gerekliliğini ortaya koymakta ve hayvan sömürüsünedayanmayan sağlık uygulamalarının geliştirilmesi için yeni yaklaşımlara ihtiyaçduyulduğunu göstermektedir.


  38 - 56

  Anahtar Kelimeler: Veganlık, Hayvan hakları, Etnotıp, Geleneksel şifa, Modern tıp, Sağlık etiği.

 

  İndir

  İbrahim GEDİK,İlke CİRİTCİ

 

Endüstri Mirası Yapıların Yeniden İşlevlendirilmesi; Karar Alma ve Model Oluşturmada Yerel Halkın Katılımının Önemi

Öz

Endüstriyel miras yapıların yenidenişlevlendirilmesi hem tarihsel mirası koruma hem de mevcut kentselgereksinimlere uyum sağlama açısından önemli bir alanı temsil etmektedir.İşlevini yitirmiş endüstriyel alanların, sosyal ve ekonomik işlevlere adapte edilmesisağlanarak, toplumsal belleğin ve kültürel kimliğin hafızalarda yer alması,kültürün devamlılığı ve mevcut binaları yeniden değerlendirereksürdürülebilirliğe katkı sağlanmaktadır. Bu çalışma, endüstriyel mirasyapıların yeniden işlevlendirilmesi sürecini ve bu süreçte yerel halkınkatılımının önemini incelemektedir. Yerel halkın projelere dahil edilmesi,dönüşüm süreçlerinin toplumsal kabulünü kolaylaştırmakta ve alanların halkınihtiyaçları doğrultusunda şekillendirilmesini sağlamaktadır. Bu bağlamda,halkın görüşlerinin alınması, mekânın tarihsel belleğiyle uyumlu bir şekildeyeniden şekillendirilmesini mümkün kılmaktadır. Coal Drops Yard örneği, bubağlamda halk katılımının sağlanmasında başarılı bir model olarak ele alınmışve Londra’daki bu süreç, benzer projeler için ilham kaynağı olmuştur. Çalışma,endüstriyel miras alanlarının yeniden işlevlendirilmesindeki önemi vurgularkenhalkın katılımına dikkat çekmektedir.


  57 - 65

  Anahtar kelimeler: Endüstriyel Miras, Yeniden İşlevlendirme, Yerel Halk Katılımı

 

  İndir

  Sibel Fügan VAROL

 

John Locke'un Mülkiyet Teorisinde Zamandaşlığın İnkârı

Öz

Aydınlanmanınöncü düşünürlerinden biri kabul edilen John Locke, mülkiyet teorisiniİngiltere'nin Kuzey Amerika topraklarını işgal ettiği on yedinci yüzyıldageliştirmiştir. Amerika'daki İngiliz kolonileri için uzun süre idari görevyapan ve köle ticaretinde yatırımları bulunan Locke'un mülkiyet teorisi,İngiltere'nin yerli halkların yaşamakta olduğu toprakları işgalinimeşrulaştırmaya çalışan önermeler içermektedir. Çalışma kapsamında, Locke'unmülkiyet teorisinin üç öncüle dayandığı iddia edilmektedir. Bu öncüller, mülkiyetinemekle başladığı, Amerika'daki toprakların boş ve atıl durumda olduğu veAmerika'da İngiltere'den farklı hukuki kuralların geçerli olabileceğidir. Locke, bu öncüllerden yolaçıkarak, çitle çevrelenip işlenmemiş toprakların boş sayılacağını ve başkalarıtarafından sahiplenilebileceğini ileri sürmüştür. Düşünürün emeğe dayalımülkiyet teorisinin Amerika'daki yerli halklarla Avrupalı sömürgeciler arasındakitoprak uyuşmazlığında taraflardan birini desteklemek üzere geliştirilmiş olduğukabul edilmektedir. Bu ise söz konusu teoriyi "politik bir araç"haline getirmektedir. Amerika'daki yerli halkların avcı-toplayıcı toplummodelini tarım toplumlarından "geri" kabul eden evrimci bir gelişmeçizgisinin benimsenmesi, yerli halkları sömürgecilerle aynı zaman dilimindeyaşadıkları halde geçmiş bir zaman dilimine yerleştirerek "ilkel" ve "vahşi" gibi ifadelerlenitelendirmesi ve bu tutumun kasıtlı olması da düşünürün mülkiyet teorisininFabian'ın "zamandaşlığın inkârı" teziyle örtüşmesi anlamına gelmektedir.Kaynak taraması yöntemiyle hazırlanan bu çalışmanın amacı da söz konusuörtüşmeye dikkat çekmek ve siyaset felsefesinde Locke'un mülkiyet teorisiyleilgili çalışmalara katkıda bulunmaktır.


  66 - 78

  Anahtar kelimeler: John Locke, Mülkiyet Teorisi, Zamandaşlığın İnkârı, Allokronizm, Sömürgecilik

 

  İndir

  Murat ŞENGÖZ

 

Modern Toplumda Bilgi, Güç ve Etik Arasında Faustçu Bir Yolculuk

Öz

Bu çalışma, Goethe’nin Faust eserinimodern bireyin etik, epistemolojik ve vicdani krizleri bağlamında sosyolojikolarak incelemeyi amaçlamaktadır. Faust’un bilgiye ulaşma arayışı, bireysel birtutkunun ötesine geçerek, modern toplumda bilginin araç sallaşması, vicdanınbastırılması ve toplumsal eşitsizliklerin görünür hâle gelmesi gibi yapısalsorunları da temsil etmektedir. Çalışma, kuramsal temelde Zygmunt Bauman’ın“akışkan modernite”, Michel Foucault’nun “bilgi-iktidar ilişkisi”, Max Weber’in“araçsal akıl kavramları” ile Judith Butler, Nancy Fraser ve Carl Jung’unyaklaşımlarını bir arada değerlendirerek disiplinlerarası bir çözümlemesunmaktadır. Faust, Mefistofeles ve Gretchen karakterleri üzerindenbirey-toplum, bilgi-güç, vicdan-etik ve cinsiyet-eşitsizlik eksenlerindederinlemesine analizler yapılmıştır. Yapılan çözümlemeler, bilgi çağındabireyin yaşadığı kimlik bunalımı, etik sorumluluk eksikliği ve toplumsal adaletarayışının hâlâ Faustçu bir düzlemde sürdüğünü göstermektedir. Eser, bu yönüyleyalnızca edebi değil; sosyolojik, felsefi ve kültürel bir uyarı metninedönüşmektedir.


  79 - 91

  Anahtar kelimeler: Faust, bilgi toplumu, etik, vicdan, toplumsal cinsiyet, modern birey, sosyolojik kuram.

 

  İndir

  Simay EKER

 

1980-1990 Yılları Arası Resim Sanatında Feminizm Yansımaları

Öz

Kadın figürü sanat tarihinde yüzyıllardırkullanılmış güçlü bir temsildir. Kadın doğurganlığın, üretkenliğin ve yaşam kavramlarınınbir temsili olarak kabul edilmiştir. Zamanla gelişen toplumlarda kadının varlıkanlamı da değişiklik göstermiştir. Sanat eserleri toplumsal belleği yansıtanbir belge niteliğindedir. Kadının toplum içerisindeki konumuincelendiğinde ise dönemin koşullarının sonucunun yansımaları gözükmektedirOsmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan süreçte kadın, önce geri planda tutulurkensonrasında ise hem sanatsal üretimin hem de toplumsal değişimin öznesi halinegelmiştir. Cumhuriyet döneminde kadınlara sağlanan haklarla birlikte erkekleeşit çalışma alanlarına sahip olmuş aynı zamanda toplumsal sorunlara veolaylara karşı tepkisel bir tavır sergilemişlerdir. 1980’li yıllar, Batı’dakifeminizmin etkisiyle sanat pratiğinde kadına yönelik temsillerin yeniden elealındığı ve kadın imgelerinin nesneleştirilmesine karşı eleştirel bir söylemingeliştiği bir dönem olmuştur. Ataerkil toplumlardakadına dayatılan olgular ve kabul gören yargılar kırılmaya başlanmış sonucundada toplumda kimlik sorunları ortaya çıkmıştır. Köyden kente geçiş,kadının iş hayatına girişi, aile yapısındaki söz hakkı aynı zamanda döneminyoğun ideolojik olayları kadın sanatçıların konusu olmuştur. Bu dönem kadınsanatçılar kendi sanatsal çizgilerini oluştururken aynı zamanda farklıenstalasyon çalışmaları ile sanatsal alanda görünürlük sağlamışlardır.

Bu çalışmada,1980-1990 yılları arasında feminist düşünceyle ilişkili olarak kadınsanatçıların sanatsal temsillerine odaklanmaktadır. Füsun Onur, Nur Koçak, Neşe Erdok ,Nil Yalter ve Gülsün Karamustafagibi sanatçıların yapıtları, dönemin kimlik tartışmalarını ve toplumsal cinsiyetçiyaklaşımların yorumlanmasında önemli araçlar sunmaktadır. Araştırma, nitelyöntemle ve feminist sanat kuramı çerçevesinde yürütülmüş, belgesel tarama vebetimsel analiz teknikleriyle desteklenmiştir.


  92 - 104

  Anahtar kelimeler: Sanat, Kadın, Resim, Toplumsal Cinsiyet

 

  İndir

  Yasemin KOÇ,İsa ÇELİK

 

İstihdamda Tarım Sektörünün Seyri: Türkiye’deki Değişimler ve Gelecek Görünümü

Öz

Bu çalışma ile Türkiye tarım sektörüneait istihdamın yapısal analizi ve unsurları değerlendirilmiştir. Bunun içinöncelikle tarım işlerinin tanımı ve kapsamına ilişkin kavramlar üzerindedurulmuştur. Kavramsal çerçevenin ardından TÜİK’ e ait tarımla ilgili 2013-2024 dönemine ait yıllık makro veriler kullanılmıştır. Son on yıllık verileregöre tarım istihdamı azalma eğilimindedir. 2013 yılında tarım çalışanlarınınsayısı yaklaşık 6 milyon iken 2024 yılına gelindiğinde yaklaşık 4 milyon 700bin kişi olmuştur. Bu durumda tarımın toplam istihdam içindeki payı %20’lerden%15’in altına düşmüştür.

Tarım istihdamının yapısal analizi elealınırken; tarımın sektörler arasındaki istihdam oranları ve zaman içindekideğişimi, tarım işgücünün özellikleri, istihdam biçimleri, göç ve yerdeğiştirme durumları ile teknolojik değişimler ve işgücü üzerindeki etkilerideğerlendirilmiştir. Ayrıca ücret, iş güvencesi, ücretsiz aile çalışanı vedemografik değişimler üzerinden güncel verilerle tarım istihdamı daha detaylıele alınmıştır. Söz konusu koşullar altında tarım işgücünü sınıflandırmak zorolmuştur. Ancak tarım işgücünün özellikleri; göçmenlik, kayıt dışılık vemevsimlik çalışma kavramlarına dayanarak değerlendirilmiştir. Bu kavramlar,literatür taramalarından anlaşıldığı üzere sıklıkla çalışılan konular olmuştur.Ancak yakın tarihte tarım istihdamının son durumuna ait bir değerlendirmebulunmamaktadır. Bu nedenle mevcut çalışmada tarım istihdamının bugünü vegeleceği farklı perspektiflerden ele alınmıştır.


  105 - 115

  Anahtar kelimeler: Tarım sektörü, istihdam, işgücü özellikleri

 

  İndir