• ISSN: 1308-9412 * e-ISSN: 2757-7120
  • 0(256) 214 48 21

Sayı 15

Sayı 15

  • Yayın Dönemi: 2015 - Temmuz - Aralık
  • Cilt: 7

Makaleler

  Feyzullah EROĞLU

 

Arap Yönetim Tarzı ve Türk Yönetim Tarzı Üzerindeki Etkisi

Öz

Toplumsal hayatın devamlılıðı, güven, huzur ve refah içerisinde yaşanıyor olmasına baðlıdır. Toplumdaki güven, huzur ve refahın saðlanması ise birbirinden farklı amaçlara, taleplere, beklenti ve deðerlere sahip olan çok sayıdaki kişi ve grupların, belirli bir bütünlük içerisinde yönetilmesi ile mümkündür. Her toplumun, tarihsel süreç içerisinde sahip olduðu sosyal yapı özellikleri ve kültür sistemi, o toplumun nasıl yönetileceðinin de önemli göstergesi sayılır. Başka bir deyişle, her toplumun yönetim sisteminin gerçek arka planını, o toplumun yönetim ilişkilerine dair kültür kodları tayin eder. Yönetim ilişkilerinin temel ekseninde, toplumsal sınıf konumlandırması ile güçlü-zayıf kesimler arasındaki iktidar ilişkileri belirleyici olmaktadır. Bu çalışmada, onuncu yüzyıldan sonra, büyük ölçüde ortak bir inanç ve kültür sistemleri oluşturan Arap yönetim tarzı ile Türk yönetim tarzının etkileşimleri, çeşitli tarihi veriler ve olgular ışıðı altında incelenmiştir.

  7 - 33

  Yönetim düşüncesi, Arap yönetim tarzı, Türk yönetim tarzı

 

  İndir

  Mesut MEZKİT

 

Devlet Yönetimi ve Entelektüel Akıl

Öz

Yönetim, yöneten ile yönetileni birbirine yaklaştıran, bu iki tabakanın yakınlıðını tesis eden adil bir sistemi esas alır. Alt ve üst tabaka arasındaki geçişkenlik nitelik yönünden orta tabakanın “şişmanlıðına” baðlıdır. Obezite bir şişmanlık olarak da tanımlanan bu husus, orta kesimin çokluðunu ifade içindir. Üst ile alt tabaka arasındaki şişmanlık zayıflarsa hatta anorokcia‘ya dönüşürse, bu cemiyettin yönetilemezliði şöyle dursun; artık burada adil bir idareden bahsedilemez. Alttakiler aleyhine dönüşen şişmanlama, üst tabakaların milletten koptuðunu gösterir. Böylesi bir durum yönetimin aleyhine bir hareketin oluşmasına zemin hazırlayacaðı muhakkaktır. İşçi ve benzeri hareketlerin hak arama mücadelelerinden öte fakir zengin uçurumundaki aşırı açılma, halk hareketlerinin başka ideolojilere kayma tehlikesini de beraberinde getirecektir. Zadegan sınıfın hakimiyeti marabalaşmayı kökleştireceðinden idare edenlerin keskin bir muhalefetle karşılaşacaðı tabii bir sonuçtur. Bu makalede bahsedilen yönetim sistemine karşılık gelecek olan entelektüel akıl ve kaliteli bir yönetimin varlıðını teşkil eden istişare mekanizmasının öneminden bahsedilecektir.

  34 - 45

  Yönetim, adalet, adil, entelektüel, istişare, işçi hareketi, yönetim geleneði, filozof, Nuşirevan

 

  İndir

  Hüsamettin İNAÇ, Emel ÇOKOĞULLAR

 

Televizyondaki “Kadınlık”-“Erkeklik” İdeali ve Yeniden Üretilen Roller

Öz

Gündelik yaşamda kitle iletişim araçlarının, toplumsal cinsiyet rollerinin aktarımında etkili olduðu bilinmektedir. Kitle iletişim araçları arasında yer alan televizyon ise bu aktarım sürecinde oldukça etkin bir rol üstlenmektedir. Türkiye’deki televizyon programlarına özelde gündüz kuşaðı programlarına bakıldıðı zaman en çok izlenen programlar arasında yer alan evlilik programları, programa katılan adaylar ve adaylara gelen talipler aracılıðıyla toplumsal cinsiyet rollerinin yeniden üretilmesine neden olmaktadır. Bu tür programlarda “kadınlık”, ev ve ev ile ilgili rollerle tanımlanırken; “erkeklik”, özellikle “güç” ile ilişkilendirilmekte, erkek-lerden duygularını gizlemeleri ve koşullar ne kadar kötü olursa olsun “zayıf” olarak kodlanan kadını korumaları beklenmektedir.

  46 - 54

  Evlilik Programları, Frankfurt Okulu, Gündüz Kuşaðı, Kitle İletişim Araçları, Kültür Endüstrisi

 

  İndir

  İsa ÇELİK, Ali ÇEKER, Rauf BELGE

 

Nükleer Enerji: Türkiye ve Dünya Ölçeðinde Bir Deðerlendirme

Öz

Dünya üzerinde toplam 31 ülkede nükleer santral bulunmaktadır. Nükleer santrallerin bulunduðu ülkelere bakıldıðında gelişmiş ülkelerin bu konuda ilk sırada yer aldıðı görülmektedir. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) verilerine göre dünyada toplam enerji ihtiyacının %13,5’i toplam 437 adeti bulan nükleer santralden üretilmektedir. Türkiye’nin de içinde bulunduðu 16 ülkede 72 adet nükleer santral yapım aşamasındadır. Nükleer santrallerin kurulması ve nükleer enerji üretimi gelecekte de artış gösterecektir. Türkiye ve dünya ölçeðinde nükleer enerji üretimi konulu yapmış olduðumuz çalışmamızda nükleer enerji kullanımında ilk nükleer santralin kurulduðu 1954 yılından günümüze deðin gelinen aşama irdelenecek ve nükleer enerji üretiminin bir gereklilik olup olmadıðı tartışma bölümünde ele alınacaktır. Bu çalışmamızda, yapımına yakın zamanlarda başlanan Akkuyu nükleer santrali aðırlıklı olmak üzere Türkiye’nin nükleer enerjiye yönelik politikaları coðrafi bakış açısı ile incelenecektir.

  55 - 68

  Enerji, Nükleer Enerji, Türkiye’de Nükleer Enerji, Akkuyu Nükleer Santrali, Uranyum

 

  İndir

  Ali Budak

 

Orhan Pamuk’un ’Kafamda Bir Tuhaflık’ Romanı’nda Yerellik ve Geleneksellik

Öz

Orhan Pamuk, Kafam’da Bir Tuhalık’ta, boza ve yoðurt satıcısı Mevlut Karataş’ın hayatı ve aşkı çevresinde 1950’lerden itibaren kuvvetli bir deðişim ve dönüşüm sürecine giren İstanbul’u anlatmaktadır. Eser, sadece bu yönüyle, yeni ve dikkat çekici görülmeyebilir. Ne var ki, kurgusu, yapısı, yazım ve anlatım teknikleriyle son derece çarpıcıdır. Özellikle de sıradan denilebilecek bu içeriði özgün bir bakış açısıyla ele alışı, işleyişi ve yorumlayışı üzerinde durulmaya deðerdir. Orhan Pamuk’a göre, romanları diðer anlatılanlardan ayıran şey; gizli bir merkezleri-nin bulunmasıdır. O merkez, romanın kelime kelime izlenen düzleminden uzakta, gerilerde bir yerde, görünmez ve kolayca ele geçmez bir durumdadır. Makalemizde, bir bakıma, “romanın ana meselesi” diye açımlayabileceðimiz işte bu merkez duygu veya düşüncenin izi sürülmüştür. Kafamda Bir Tuhaflık romanı, acaba, bize nasıl bir ikinci hayat önermektedir? Derin köklerde bu sorunun cevabı aranmış; bu arada, romanın yapısı, yazım ve anlatım teknikleri de incelenmiştir.

  69 - 90

  Orhan Pamuk, Kafamda Bir Tuhaflık, yerellik, gelenekçilik

 

  İndir

  Ozan KAYA, Serhat HARMAN, Ebru KANYILMAZ POLAT

 

Simbiyotik Organizasyon Biçimlerinin Avantajları: Çanakkale’de Bulunan Bir Alışveriş Merkezinde Faaliyet Gösteren İşletmeler Üzerine Yapılan Bir Araştırma

Öz

İşletmeler çevresel belirsizlik ve karmaşıklık ortamında hayatta kalabilmek için stratejik olarak diðer işletmelerle işbirliði yapmaktadırlar. Simbiyosis, birbirine benzemeyen iki canlının karşılıklı fayda için bir arada yaşaması olarak tanımlanmakta ve işletmelerin yaşamlarını sürdürebilmelerinde önemli bir araç olarak görüşmektedir. Yapılan çalışmada Çanakkale’de bulunan bir alışveriş merkezinde faaliyet gösteren işletmeler örnekleme dahil edilerek simbiyotik organizasyon biçimlerinin avantajları irdelenmiştir. Araştırmanın sonuçlarına göre simbiyotik organizasyon biçimlerinin saðladıðı faydalar şu şekilde sıralanmaktadır; hedef pazarlara ulaşım kolaylıðının getirdiði düşük maliyetler, alışveriş merkezinin imajının kullanılması, rekabet düzeyinin düşük olması, ana işletmenin (alışveriş merkezinin) indirimli satış günlerinde diðer işletmelerinde satışlarının yükselmesi, mevcut pazarlara göre işletmelere daha güvenli bir konum saðlanması, bilinen ve güçlü markaların bir arada olmasıyla oluşan sinerji ve yeni pazarlara giriş stratejisidir.

  91 - 100

  Stratejik işbirlikleri, Simbiyosis, Simbiyotik ilişkiler, Alışveriş merkezleri

 

  İndir

  Öncü Yanmaz ARPACI, Mutlu ARMAN

 

Yönetici ve İşgörenlerin Örgütsel Adalet Algıları Üzerine Bir Araştırma

Öz

Adalet, hak ve hukuku gözetme, yerine getirme anlamı taşımaktadır. İnsanların aynı ortamda yaşamaları için vazgeçilmez bir olgudur. Bireysel ve toplumsal yaşamda olduðu gibi, örgütler için de adalet olgusu oldukça önemlidir. İnsanların kurduðu ve insanlardan oluşan örgütlerde adalet, doðruluðun ve haklılıðın sürdürülmesi için önemlidir. Bu sebeple, örgütlerde kaynakların, ödüllerin, çıkarların korunması konularındaki tutumlar, çalışanların adalet algıları için oldukça önemlidir. Pek çok çalışan için çalıştıðı örgütün ve yöneticilerinden gördüðü muamelenin adil ve eşit olması temel bir kaygıdır. Çalışanlar alınan kararların adil olup olmadıðını eleştirel bir gözle sorgularlar. Örgütsel adalet, doðruluðun işyerindeki rolü ya da haklılıðın korunmasında otoritenin işlevidir. Bu çalışmada Denizli ilinde faaliyet gösteren bir tekstil firmasının çalışanlarının adalet algılarını ve bu algılar doðrultusunda örgüte duydukları baðlılık veya işten ayrılma niyetleri araştırılmıştır. Araştırmada yer alan çalışanların örgütsel adalet algılarını ölçmek için anket ve mülakat yöntemleri kullanılmıştır. Anket formları firmada 300 kişiye daðıtılmış olup 218 adet anket formu deðerlendirilmiştir. Elde edilen bulgular SPSS 16 programıyla analiz edilmiştir. Sonuç olarak elde edilen bulgulara göre örgütsel adalet algılarının ve örgüte baðlılık veya işten ayrılma niyetlerinin çalışanların cinsiyet, gelir düzeyi, pozisyon, eðitim durumu ve yaşa göre farklılık göstermediði tespit edilmiştir.

  101 - 122

  Örgütsel Adalet, Örgütsel Adalet Algılamaları

 

  İndir

  Mesut MEZKİT

 

Yeni Fikir Stratejik Araştırmaları Merkezi (Yeni Fikir Sam) Çalışma Metodu

Aydın merkezli bölgesel ve küresel so-runlara eðilmek ve zaman-mekan derinlikli bir çerçeve sunmak, Yeni Fikir Strateji Araştırma-ları Merkezi (Yeni Fikir SAM)‘nın temel fikrî hedefini oluşturur. Yeni Fikir SAM’nın esas amacı, Aydın ilinin tarihî, kültürel, siyasi, hu-kuki, ekonomik, tarım, eðitim, sosyolojik ve jeopolitik yapısı ile ilgili sorunlara ve açılımlara yönelik çalışmalar yapmak ve bunları kamuoyuna sunmaktır.

  124 - 127

 

  İndir

  Mesut MEZKİT

 

Editörden

Sosyal Bilimler alanında birçok konuyu içeren, gelecek nesillere kaynak gösterilmesi adına çabaladıðımız dergimizin 15.sayısıyla karşınızdayız. Birinci sayıyı hazırlarken duyduðumuz heyecanımızı, yeni sayılarda da yaşıyor, ayrıca dergimizin yurt dışındaki indekslerde taranması için gerekli çalışmaları sürdürüyoruz.

Akademik ve fikrî bir araştırma dergisini birlikte yürütmenin zorluðu ortadadır. Bu manada, bir taraftan hakemli yazıların sürece baðlı olması ve akademik kurallara uymayan makalelerin reddi, zaman zaman sıkıntılara sebep olmaktadır. Belli bir emekle kaleme alınan makalelerin reddedilmesi yazarı açısından zorluklar içermektedir. Ama bu durum, hakemli dergilerin olmazsa olmazlarındandır.

Araştırma-inceleme yazılarında makale sahiplerinin akademik isimlerle yayımlanması talebi, bizi zorlayan konulardandır. Bu tarz yazılar, hakeme gönderilmeden, yayın kurulunun oybirliði veya oy çokluðu ile kabulünden sonra yayımlanması, akademik sıfatları gereksiz kılmaktadır. Ancak biz, yine de bu vasıfları yayımlamaktayız.

Dergimize gönderilen yazıların daha önce herhangi bir yerde yayınlanmamış olması ve bize yollandıðı sırada diðer dergilerin deðerlendirme surecine alınmamış olmasının gerektiðini hatırlatırız. Yenifikir Dergisi’nin yayına hazırlanmasında emeði gecen Yayın Kurulu Üyelerimize, bizden manevi desteðini ayırmayan fedakar hakemlerimize, yabancı dil komisyonumuza, yazılarını gönderen deðerli araştırmacılarımıza, dergimizin basımını gerçekleştiren teknik sorumlumuza teşekkürlerimizi sunuyoruz. 16. Sayımızda tekrar buluşmak dileðiyle…