Berna DOĞAN BAŞAR
Sermaye Yapısı ve Makroekonomik Göstergeler: Türk Bankalarında Bir Uygulama
Modern piyasa ekonomilerinin hızla gelişmesiyle birlikte şirketler, kapsamlı rekabet gücünü korumak için sermaye yapılarını dış ve iç ortamlara göre ayarlamaktadırlar. Bu nedenle, şirketlerin finansman politikalarının seçiminde, özellikle borç kararlarında, makroekonomik koşullar önemli bir rol oynamaktadır. Bu çalışmanın amacı, makroekonomik koşulların BİST’te işlem gören bankaların sermaye yapısı kararları üzerindeki etkilerini incelemektir. Çalışmanın dönemi 2009-2020 olup 12 yıllık bir dönemi kapsayan bir panel verisi olan Genelleştirilmiş Momentler Yöntemi (GMM) kullanılmıştır. Ampirik sonuçlar, genel makroekonomik koşulların, Türk bankacılık sektöründe sermaye yapısı kararlarının belirlenmesinde önemli etkilere sahip olduğunu göstermektedir. Türk banka sektörü sermaye yapısı kararlarının belirlenmesinde döviz kuru gelişiminin önemli olduğu görülürken, sonuçlar ayrıca Türk banka sektörü sermaye yapısı seçiminde enflasyon ve faiz oranlarının önemsiz olduğunu göstermektedir.
01 - 10
Sermaye Yapısı, Makroekonomik Göstergeler, Türk Bankaları, GMM
Merve Vuslat AKSU; Soner TASLAK
Dördüncü Sanayi Devrimi ve Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin (KOBİ’lerin) Dijital Dönüşümü
KOBİ’leri dördüncü sanayi devrimi bağlamında nasıl bir gelecek beklediği konusuna odaklanan yönetim yazınının incelendiği bu çalışmada iki temel tespit yapılmaktadır. Birinci; yönetim araştırmacılarının Endüstri 4.0 teknolojilerinin entegre edilmesi durumunda örgütlerin bilgi aktarımı ve örgütsel bellekte bilgi depolanmasının nasıl etkileneceği konusunu büyük ölçüde ihmal ettiği yönünde bir tespittir. Bir yandan her şeyin internetinden bahsedip, her şeyin dijital bir veriye dönüşeceği üzerine çıkarımlar yapılırken, öte yandan bu sürecin nasıl örgütsel değişimler getirebileceği ya da nasıl sonuçları olacağı üzerine somut öneriler yeterli seviyede görülmemiştir. İkinci tespit ise; dördüncü sanayi devriminin getirdiği ve getirecekleri konusunda bilgi üretecek yönetim araştırmalarının geleneksel yöntemlerden ileri gidemediği yönündedir. Yeni teknolojilerin örgütlere adapte edilmesini modelleyecek, sonuçlarını öngörecek yöntem ve tekniklerin örgüt araştırmacıları tarafından benimsenmemiş olduğu görülmüştür. Bu tespitler doğrultusunda yönetim araştırmacılarının teknoloji odaklı bir sanayi devriminin örgütlerde yaratacağı değişimi anlayabilmesi için çalışma disiplinlerini kademeli olarak dijital dönüşüme uyumlandırmasına yönelik önerilerde bulunulmuştur. Bu araştırmada, yönetim yazınında KOBİ’lerin Endüstri 4.0’a geçişinin nasıl ele alındığı anlaşılmaya çalışılmıştır. Scopus veri tabanında yayınlanan araştırmalar taranmıştır, zaman içinde oluşan trendler belirlenmiştir. KOBİ’lerin yönetim dışındaki farklı disiplinlerde Endüstri 4.0 dönüşümünün nasıl ele alındığı da Scopus veri tabanında incelenmiş ve yönetim yazınıyla karşılaştırılmıştır. Sonuç olarak, diğer disiplinlerde olduğu gibi KOBİ’lerin Endüstri 4.0 dönüşümünde yönetim yazınında da bilgi yönetimi alanında daha çok araştırma yapılabileceği ve simülasyon ve modelleme yöntemlerinin kullanılabileceği tespitleri yapılmıştır.
11 - 23
Endüstri 4.0, KOBİ, dijital dönüşüm, örgütsel değişim, örgütsel bilgi, simülasyon
Halil Savaş; Nazan Özdemir Öztürk
Giysi Satın Alma Davranışını Etkileyen Değişkenler: Türk ve Alman Gençler üzerine Hamburg’da bir Araştırma
Çalışmanın amacı, 13-19 yaş arası farklı sosyo-ekonomik düzeylerdeki Türk ve Alman gençlerin satın alma davranışlarını anlamak, farklı ve ortak davranışlarını ortaya koymaktır. Bu bağlamda, Almanya Hamburg şehrinde yaşayan 85’i Alman ve 89’u Türk olmak üzere toplamda 174 genç ile yüz yüze anket tekniğiyle veri toplanmıştır. Verilerin analizinde bağımsız grup t-testi kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, Türk ve Alman gençlerin giysi satın alma davranışında cinsiyet ve uyruğun istatistiksel olarak anlamlı farklılıklarının olmadığı görülmüştür. Bu sonuçlar ışığında, giyim işletmelerinin cinsiyet ve uyruk gözetmeksizin küresel tüketim davranışlarına uygun pazarlama ve tutundurma stratejileri geliştirmeleri önemlidir.
24 - 36
Giysi Satın Alma Davranışı, Genç Tüketiciler, Tekstil, Uluslararasılaşma, Giyim Motivasyonu
Sadık Amber
Bâbürlü Toplumundaki Dinî Hayata Dair Genel Bir Değerlendirme
Bâbür imparatorluğu, üstlendiği roller, yaptığı icraatlar sebebiyle karizmatik ve çok yönlü tarihsel bir lider olan Bâbür Şah tarafından kurulmuş ve 332 yıl tarih sahnesini işgal etmiş, yeni bir çığır açmış ve Türklere ait bir medeniyetinin bu topraklara taşınmasına ciddi katkılarda bulunmuş bir imparatorluktur. Bâbürlüler, farklı din ve kültürlerin olduğu bir coğrafyada kurulan, ellerinden geldiği kadar dini müsamahaya önem veren ve laiklik tarzı anlayışları asırlar evvel ortaya koyan, Safevi ve Osmanlılar’la aynı dönemde yaşayan bir Türk imparatorluğudur. Türklerin kurduğu bu üç imparatorluk, dünya siyasetine uzun süre yön vermiş ve dünyanın kaderinde söz sahibi olmuştur. Osmanlı ve Bâbürlü imparatorlukları Sünnî iken, Safeviler ise Şiîliğe intisap etmekteydi. Bâbürlüler, genel olarak dinî konularda hoşgörüyle hareket etmişlerdir. Bununla beraber, bazı dönemlerde ırklar ve dinler arası çatışmalar çıkmış ve problemler hiçbir zaman tamamen ortadan kaldırılamamıştır. Bâbürlü sultanlarının geneli Sünnî’yken, içlerinden Şiîliğe yakın duranlar da olmuştur. Ekber Şah'ın Dîn-i İlâhî adında kurduğu dinî yapı, bazı âlimlerin muhalefeti ve başka sebeplerden dolayı uzun ömürlü olamamıştır. Evrengzîb ve Eber Şah'ın, dinî anlayışları, birbirlerine tezat teşkil eder mahiyettedir. Ekber Şah, laik bir anlayışı savunurken, Evrengzîb ise, İslâm dinini kendisi bizzat yaşamaya çalışmış ve toplumunda yaşaması için gayret göstermiştir. Güney Asya, İslâm dünyası ve Batı'dan birçok araştırmacı tarafından, Bâbürlüler’e dair, birçok çalışma yapılmış ve yapılmaya da devam etmektedir. Çalışmanın amacı, köken yönünden ve dinî açıdan Türkiye Türkleriyle ortak yönleri olan Bâbürlüler’in dini hayatını tahlil ederek farkındalık oluşturmak ve Bâbürlüler’deki dinsel anlayışın Türkiye inanç yapısına sağlayabileceği katkıların olup olmadığını değerlendirmektir. Çalışmada ikincil verilerden yararlanılarak kaynak taraması yapılmıştır.
37 - 47
Bâbür Şah, Bâbür imparatorluğu, Ekber Şah, İmâm-ı Rabbânî, Bâbürlüler
Özlem TAŞTEPE; Mustafa SOBA
Teorik Çerçevede İçerik Pazarlaması ve Örneklerine İlişkin Bir İnceleme
İçerik pazarlaması iletişim teknolojilerinde meydana gelen değişimlere bağlı olarak dijital iletişim ve sosyal ağların yaygınlaşmasıyla birlikte son yıllarda hem pazarlamacıların hem de araştırmacıların ilgisini çeken bir konu haline gelmiştir. Özellikle günümüzde piyasada var olabilme çabası gösteren işletmeler açısından içerik pazarlaması uygulamaları oldukça önemlidir. İşletmeler arası içerik pazarlaması metin, resimler, videolar, grafikler ve katma değer meydana getiren içerikler aracılığıyla işletmelerin güvenilir bir marka statüsü elde etmesinde ve marka başarısının sürdürülmesinde bir araç olarak algılanmaktadır. Markaya ilişkin oluşturulan içerikler günceli yakalamalı ve bu doğrultuda yararlı, konuyla ilişkili, ilgi çekici ve zamanında hazırlanarak sunulmalıdır. Bu özelikler göz önünde bulundurularak hazırlanan içerikler, tüketicilerin kendi değerlerine göre değer oluşturmakta ve dikkat çekici şekilde tasarlandığı için tüketicilerin mal ve hizmet satın alma olasılıklarını da artırabilmektedir. Bu bağlamda çalışmada içerik pazarlaması konusu teorik çerçevede ele alınmış olup, içerik pazarlamasının günümüzdeki önemine değinilerek, içerik pazarlaması amaçları, içerik pazarlamasında yararlanılan araçlar ve markaların içerik pazarlaması örneklerine ilişkin bilgiler verilerek literatüre katkı sağlamak amaçlanmıştır.
48 - 55
İçerik, İçerik Pazarlaması, Sosyal Medya, İletişim Teknolojileri
Zeynep HÖBEL
Dijitalleşen Ekonomide Vergilendirme
Teknolojik ilerlemeyle birlikte hızlanan küreselleşme, yaşamsal alanda topyekün bir değişimin kapılarını aralamıştır. Bu aralamanın sosyal, kültürel, politik, diplomatik ve ekonomik alanlar başta olmak üzere birçok alana yansımaları mevcuttur. Değişimin ekonomik alandaki yansımasının teoride karşılığı ise, dijitalin ve ekonominin aynı çatı altında buluştuğu “dijital ekonomi” kavramı olarak ifade edilebilir. Kavramın ilk olarak Japonya’da 1990'lı yıllarda yaşanan durgunluk döneminde Japon bilim insanları tarafından kullanıldığı, sonrasında ise Don Tapscott tarafından 1995 yılında çıkarılan Dijital Ekonomi kitabıyla batı dünyasına kazandırıldığı söylenebilir.
Dijital ekonomi Bilgi ve iletişim teknolojisi (BİT) öncülüğünde, küresel ekonomik faaliyetlerin genelidir. Dolayısıyla dijital gelişmişliğin bir unsuru olarak dijital ekonomi, dijital dönüşüme adapte olamamış birey ve ülkelere kıyasla, adapte olmuş birey ve ülkeler için eşit fırsatları sunmamaktadır. Haliyle mevcut ekonomik sistemdeki sorunlara ilaveten dijital ekonomik sisteme geçişte sistemden kaynaklı yeni sorunlar da ortaya çıkmıştır. Dijital ekonomik sistemde yaşanan bu sorunların başlıcası vergilendirme alanında yaşanmaktadır. Ekonomin dijitalleşmesi her ne kadar hizmete ve ürüne kolay, hızlı ve ucuz erişimi mümkün kılsa da; uluslararası vergilemede belirsizliğe ve haksız rekabete yol açabilecek bir takım olumsuzluklara da açıktır. Dijital ekonomide vergilendirmede olası olumsuz yansımaların önüne geçebilmek adına, uluslararası alanda adil bir temele oturtulmuş küresel bir vergi reformuna ihtiyaç bulunmaktadır. Söz konusu ihtiyaca yönelik olarak ise günümüzde OECD başta olmak üzere bazı uluslararası kuruluşlar, dijital ekonomide değerin nasıl tanımlanması ve vergilendirilmesi gerektiğine ilişkin fikir birliği oluşturma gayreti içeresinde çalışmalar yürütmektedir.
Çalışmada dijital ekonomiye ilişkin genel bir bilgilendirme yapılarak, uluslararası kuruluşların bu kapsamda yapmış oldukları uygulamalar hakkında bilgi verilmiştir. Çalışmanın ilerleyen bölümlerinde ise dijital ekonomide vergilendirme ülke uygulamaları örneğinde güncel haliyle özetlenerek, ulusal ve küresel kapsamda dijital ekonomide adil ve uygulanabilir politika önerileri geliştirilmeye çalışılmıştır.
56 - 64
Dijital Ekonomi, Vergi, OECD.