Rabiz ÇAKI
Editörden
Merhaba! Üçüncü sayımızla karşınızdayız. Dergi çıkartmak, özellikle de hakemli ve uluslararası bir dergi yayınlamaya çalışmak, iðneyle kuyu kazmak misali sabır gerektiren bir iştir: Makalelerin seçilip yayına hazırlanması sürecinde her eserin, alanında uzman, gizlilik esasını benimseyen, ikişer hakem tarafından incelenmesi, gerektiðinde bireysel katkılarıyla düzenlemeleri, çevirilerinin yapılması, dizgisinin hazırlanması ve nihayetinde basılması. Asıl görev ise daðıtım aşamasında amacına ulaşmakta. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüðü gibi önemli kurumlar tarafından taranarak, Türkiye’ deki tüm üniversite kütüphanelerini, ilk 100’e girmiş dünya üniversitelerini, uluslararası kütüphaneleri, Bakanlıkları, resmi makamları, Genelkurmay Başkanlıðını, araştırma, fikir ve akademik yeniliklere açık deðerli okurları dergimizle buluşturuyoruz. Şüphesiz sizlere yüzeysel biçimde belirtilen bu işlemlerden dolayı zaman zaman bazı aksaklıklar söz konusu olmakta. Yeni Fikir Dergimizin formatını, diðer hakemli dergilerde olduðu gibi, alışagelmiş düzen ve içerik halinde görmek isteyen bazı okurlarımız mevcut. Bu yöndeki deðerlendirmelerini aldıðımızda seviniyoruz. Uzmanlık alanında bile yeterli bilgi birikimine, araştırmaya ve yeniliðe sahip olmayan bir kısım akademisyenin bulunduðu ülkemizde, dergimizin okunduðunu, incelendiðini görmek bütün yorgunluðumuzu aldıðı gibi bizleri güçlendiriyor. Dergimizi yayın hayatına geçirme amacımız; adından da anlaşılacaðı üzere sadece akademik yazıları deðil, akademisyen olmayan kişilerin araştırma ve fikir yazılarını da uluslararası kişi ve kurumlara tanıtarak alışılmışın dışında, yayın hayatında farklı bir çıðır açmaktır. Bu baðlamda akademik yazılarımız için yazım kuralları ve birbirinden deðerli hakem heyetimiz vardır.
Ensar NİŞANCI, İshak TORUN
İslami Siyasal Kimliðin Dönüşümünde Öznelerin Rolü ve Demokratikleşme Sorunu
Öz
İslamcılık, günümüz Türkiye’sine ilişkin sürdürülen sosyal ve siyasal içerikli akademik ya da medyatik tüm kamusal tartışmaların en önemli referanslarından biri haline gelmiş bulunuyor. Gerçekten de çaðdaş Türkiye’ye ilişkin tartışmaların bu uðraða deðinmeden tutarlı ve yeterince güvenli bir yol izlemeleri pek mümkün görünmüyor. Zira kamusal alandaki İslami görünürlüðünün dramatik artışı ve bu baðlamda İslami / İslamcı hareketlerin çaðdaş Türkiye’deki yeri ve deðişiminin anlamlandırılması, bugünün toplumsal ve siyasal atmosferinin anlaşılmasında, önemli ve ayrıcalıklı bir yer tutuyor.
6 - 16
Süleyman Faruk GÖNCÜOĞLU
İlk Mescitten Bugüne Camii
Öz
İlk mescitten bugüne cami; bir parola, bir gelenek, bir davranış biçimi, bir siluet, mimari alanda bir mekân oluşumu gibi vesaire birçok başlık içerisinde incelenebilecek kadar bir yaşam biçiminin mimarideki yansımasıdır. İslam ve insanlık kültür gelişimi içerisinde, minaresine atla çıkılan camiden, kırık bir aşk hikâyesiyle birlikte anlatıla gelen pek çok cami ve mescidi farklı yönleriyle de anlatabiliriz.
22 - 29
Mustafa GÜNEŞ
Kütahyalı Gaybî Sun’ullah’ın Şiir Dünyası (Keşfü’l-Kıta) İle İlgili Bazı Tespitler
Öz
Kütahya’da daha çok “Hüdâ Rabbim” unvanıyla tanınan Kütahyalı Gaybî Sun’ullah Efendi, XVII. yüzyıl mutasavvıf şâirlerindendir. 1649’da babasının tavsiyesiyle İstanbul’a gitti. Burada hocası İbrahim Efendi’ye intisâb eden Gaybî, İbrahim Efendi’nin dergâhında altı sene kalarak, çile doldurdu, onun halifesi oldu. Samimi ve anlaşılır bir Türkçe ile duygularını ifade ederek iyi bir Yunus takipçisi olduðunu gösterdi. Şiirlerinde, hem hece veznini hem de aruz veznini kullandı. Divanında, 99 beyitlik “Keşfü’l-Gıta” adlı meşhur bir kasîde bulunmaktadır. Gaybî’nin tanınmış şiirlerinden biri olan Keşfü’l-Gıta’da, yaratılışa ait özel konular ele alınmıştır. Bu şiir, bazı müstensihler (el yazısı ile yazarak eseri çoðaltan yazıcılar) tarafından ya Divan’ın başında ondan bir parça olarak ya da sonunda bir devamı şeklinde nüshalara alınmıştır. Bu şiir, içerik itibarı ile Gaybî Divanı’nın özeti olarak kabul edilebilir. Gaybî, kâinattaki bütün varlıðı Allah’ın tecellisi yani deðişik suretlerdeki görüntüsü veya yansıması olarak kabul eder. Şâir, ünlü kasidesinin ilk beytinde, eşyânın görünen ve görünmeyen yüzünde Hudâ’dan başka bir hakikat bulunmadıðı ve her şeyin tek varlıktan ibaret olduðu ifâde edilmektedir. Kasidenin ilk beyti, şâirin bütün fikirlerinin özeti olarak kabul edilir. Biz yazıda, bu şiirin genel muhtevasından ve bazı beyitlerinde ele alınan konular üzerinde durulacaktır.
30 - 39
Kütahyalı Gaybî Sun’ullah Efendi, Yunus Emre takipçisi, Keşfü’l-Gıta.
Mesut MEZKİT
Neo-Conizm’in Dehşetengiz “Gıda Emperyalizmi”: PL 480 (ABD’nin Toplumları İçten Çürütme Stratejisi)
Öz
Hiç düşündük mü acaba, kalp krizinden ölümlerin niçin arttıðını, insanların hastane kuyruklarında hayatlarını neden kaybettiðini? Nasıl olup ta asırlardır dünyaya hükmetmiş bir milletin çocuklarının düşünmekten aciz hale geldiðini? Niçin maddi çürümüşlüðün manevi çöküşe yol açtıðını? Milletimizin hastalıkların pençesinde kıvranmasını? Bunlara nelerin yol açtıðını? Müslüman-Türk milletini saðlıklı beslenmekten alıkoyan gücün ne olduðunu? Düşünme kabiliyetini kaybettirip; ruh hastalıklarının gün geçtikçe artmasına sebep olan etkenleri? Batı toplumlarında görülmeyen;ancak, ülkemizde fazlasıyla mevcut hastalıkların ana kaynaðını? Türk milletini deneme/uygulama sahasına çeviren zihniyetin asıl amacını? Genetiði Deðiştirilmiş Organizmalar (GDO)’ın ikinci bir aşama olup olmadıðını? GDO’lar ile PL 480 arasında doðrudan bir baðlantı bulunup bulunmadıðını? Nasıl bir sömürgeleştirme planlandıðını?
40 - 49
Davut TüRKSEVER
Neden Cengiz ALTINTAŞ?
Öz
İnsanoðlu dünyaya geleli beri hep bir şeyler yapmıştır. Yaptıðı bu işler den bazen mutlu olmuş, bazen de mutsuz olmuştur. Bazı işleri zamanında bitirmiş, bazı işleri ise zamanında bitirememiştir. Zaman mefhumu her insan için farklılık gösterebilir. Kimi zamanın sıkıcı geçtiðinden, kimi de zamanın yetersizliðinden söz eder. Oysaki zamanın genişliði veya darlıðı kişiye göre deðişir. İnsan var, bir iş yapar zaman darlıðı çeker, insan var birden fazla iş yapar yine de bir başka işe vakit bulur. İşte birden fazla işe zaman bulabilen insanlardan biri olan Cengiz ALTINTAŞ Bey ile beraberiz. Birçok işle uðraşan Cengiz Bey’in en ilginç yanı, 4 yıl devlette çalıştıktan sonra özel sektörde ve siyasi işlerde başarılı olmuş olması. Bu da yetmiyor daha yapacak çok iş var diyor. Ve ekliyor: “Gelecek,eðitimle şekillenir”
50 - 55